**Sude'nin hoşgeldin partisinde, İz'in samimi hallerini kıskanıp, belki de Ömer'i aklınca azad etmek isteyerek ona "bitti" dedi ama bununla bir kez daha parçalanıp, İz'in elinden tutup partiden çıkan Ömer'i görünce öldü ama kimse farketmedi. Hem bitti diyordu, hem de ağlıyordu Defne.
**Ömer'in en zor gününde, 15 günlük acil lansman hazırlıklarında, Ömer'i sıfırdan başlamaya ikna eden ta kendisiydi. Üstelik, sadece inandırmakla kalmayıp, her an onun yanı başındaydı. Aşık olarak, arkadaş olarak, eş olarak ama tamamen sıfatsız. Tüm şefkati ve Ömer'in başaracağına olan inancıyla. Ömer'in Defne'si, ilham perisi olmuş, usulca duruyordu onun yanı başında.
**Defne'nin Ömer'e oynadığı tek oyun belki de, İz'in onunla kendi kendine girdiği iddaa sonucu, İz'in yanında olan Ömer'in dikkatini dağıtmak için spamladığı mesajlar, kasti hazırlanmış bir iş toplantısı ya da "Yemek yemeniz için vakit yok," tarzı şeylerdi. Bunları yaparken de zaten yeterince komikti.
**Defne'nin patlama noktası; Ömer'in İz'le beraber Marsilya'ya gideceğini sanmasıyla oldu. Ömer'in evine meşhur öfkeli girişlerinden birini gerçekleştirdi ve "Gitme, sakın hiçbir yere gitme," dedi. Tekrar başlamışlardı. Defne tekrar oyun gerçeğiyle yüz yüzeydi. Ömer'in yalandan nefret ettiğini her duyduğunda, bu çok ilginç bir şey gibi karşılıyordu. Bizler de "Kim yalanı sever Allah için, bu kadar içlenme," diyorduk ama bir empati yapsanıza ya. Sevdiğiniz adama kocaman bir yalan söylediniz ve adam durüstlüğün karizma ile yer yüzüne indirilmiş hali olarak karşınızda. Korkuyordu işte Defne, hem de çok.
**En başından beri, Ömer kendisine aşık olduğu için, kendisini milyonlarca insan arasından seçilmiş gibi hisseden Defne'nin içindeki eziklik duygusu da gün yüzüne çıkıyordu zaman zaman. İki modern ve yöresel yatırımcı arasında kararsız kalan Ömer'in telefon konuşmasını, kendisi ve İz'le alakalı düşünüp, adamı evinden kovdu hemen sonrasında. Bütün bunlar içinde bulunduğu oyundan dolayı sırtlandığı yüklerin patlamasıydı, "Ömer kim, sen kim?" cümlesini hatırlıyordu, ama izlerken ben de herkes gibi kızıyordum Defne'ye.