Buyrunuz Defne'nin, Ömer ile bir restaurant karşılaşması sonucu yolculuğundan derlenmiş kesitler;
**Ömer Defne'yi öpmeseydi, bunlar başına gelmeyecekti o derece. Böyle başlayınca da epey kahkaha attım. İnşaallah Defne yarın öbür gün böyle bir cümle kurmaz. Defne, hiç istemediği bir oyuna sırf abisinin hayatını kurtarmak için dahil oldu. Bakın abisinin borcunu ödemek için falan da değil. Bildiğiniz tefeciler abisini öldürmesin diye, kim olduğunu bile bilmediği bir adamı kendisine aşık etme işini kabul etti. Sonrasında bu çaresi, en büyük çaresizliği oldu. Ona teklif edilen para 400 Bin Lira olmasına rağmen, o sadece ihtiyacı olduğu kadarını aldı. Neriman ona adamın en sevdiği parçayı, en sevdiği yazarı söyledi. Topuklu ayakkabılarla, spor ayakkabıymışçasına rahat gezmenin adamı etkilemek için önemli olduğunu söyledi. Hanım efendi gibi davranması gerektiğini, kıyafetlerinin kaliteli olması gerektiğini söyledi.
**Şöyle bir düşündüğünüz zaman aslında göreceksiniz ki; Defne sadece bir süre Neriman'ın ona aldığı kıyafetleri giymek dışında, Neriman'ın oyununa dahil olacak bir şey yapmadı. "Sevil Berberi sever misin?" sorusuna, "Ne berberi?" diye cevap veren kız, Rossini seviyor diye mi etkilenir Ömer? Sabahattin Ali'yi ilk gün çantasında bulundurdu Defne, ama hiçbir zaman Ömer'in karşısında okumadı ya da okuyor gibi yapmadı. Hatta Ömer'le ilk ayrılığından sonra evinde açtı, okudu. Topuklu ayakkabılarla o kadar da rahat yürüyemediğini çok kez belli etmekle beraber, eve babetle gittiğini bile daha en başında söyledi. Ömer İplikçi bir kadının yüzüne baktığında zaten giydiği ayakkabıyı anlamakta iddaalı değil mi? Defne en başından beri Ömer'i doğallığıyla etkiliyordu aslında.
**Ayrıntıların adamı, işinde tam bir disiplin abidesi Ömer İplikçi için, o kadar kötü bir asistandı ki başlarda, Defne sıkı bir mücadele verdi işleri berbat etmemek için evet ama aslında bunu bir süre sonra çok severek yapmaya başladı. Ömer İplikçi'nin çalıştığı en iyi asistan olmadan önce, gayet de işten anlamıyordu ve bunu fazlasıyla belli etti.
**Ömer'in Defne'de dikkatini çeken ilk şey, Defne'nin bakışlarıydı. Defne zaten ilk andan itibaren Ömer'e "Allah'ım bu gerçek mi?" diye eriyen gözlerle baktığı için, bu Defne'nin gerçek bakışlarıydı. Defne ilk andan itibaren, Ömer'e tutulmuştu da, anlamamıştı işte.
**Defne en başından beri Neriman'ın söylediklerinin aksine davranıyordu aslında. Çoğu zaman saçmalıyordu ve tatlı sakarlıkları vardı. Telaşlıydı, panikliyordu ve heyecanlanıyordu. Sakin kalamıyordu çoğu kez. Hatta Neriman bunu "adamı kadınlardan soğutacak" şeklinde değerlendiriyordu. Ömer de kendisine tutulmuştu ama Defne'nin bunu farketmesi mümkün değildi.