19 Haziran 2015 Akşamı, Star Tv aracılığıyla ekranlarımıza bombe gibi bir yapım düştü, Kiralık Aşk.. Yaz dizileri genelde sevilir, sezon dizilerinden farklı olarak, sevilmese de izlenebilir. Ama sıradan bir yaz dizisi gibi değildi Kiralık Aşk, deniz kum ve güneş kokmuyordu. İstanbul'un sıcağında, bir yanda plazada harıl harıl çalışan insanlar, bir yanda "Kaldı mı böyle dostluklar?" dedirtecek bir mahalle, bir yanda da paşa soyundan geldiğine bin şahit isteyen zengin bir aile.. Ben Kiralık Aşk'ı böyle tanımlamaya başlamıştım henüz ilk bölümlerinde. Hikayesiyle bir klişeydi Kiralık Aşk; esas kız, esas oğlanı kendisine para karşılığı aşık etmek için, esas oğlanın ailesi tarafından kiralanır, sonra ikisi de birbirlerine aşık olurlar işte. İlk bölümde bildiğimiz bir şeydi bu. Ama daha ilk bölümün sonunda, o kırmızı kapının önünde Defne ve Ömer'i o an teğet geçen, bizi delip de geçen o uyum neydi ki öyle? İnsanları tatile gittikleri bir şehirde, cuma akşamları otel odasında televizyon karşısında kilitli bırakan esrar neydi? Nasıl bir dizinin ilk bölüm tekrarları bile reytinglerde ilk beşte olabildi? Bir yaz dizisi, nasıl 11 reyting alabildi? Tüm gruplarda birincilik mi? Son iki yaz sezonunun en çok izlenen dizisi mi? Allah'ım ne büyük mutluluklar bunlar!

Kiralık Aşk, yayınlandığı ilk günden itibaren, sosyal medyanın en çok konuşulan dizisi oldu. Cuma akşamları Twitter'da Türkiye gündeminde zirvede olması zaten banko. Birden çok kere dünya gündemine girmişliği de var. Ama fragman kelimesinin, fragmanının dahi Türkiye gündemine girmesi, bazen dizi repliğinin Türkiye gündemine girmesi, hatta fanların, Twitter'da, kendi aralarında dizi ile ilgili bir şeyi konuşurken kullandıkları bir kelimenin Türkiye gündemine girmesi, bana yabancı dizi fandomlarını hatırlatıyor. Yani Kiralık Aşk, yayınlandığı ilk günden beri gündemden asla düşmüyor. O yüzden diyorum ya, yalnız bir alev aldı sosyal medya!

Kiralık Aşk'ın öyle sadık bir seyirci kitlesi var ki, ekip, "Bu hafta bölüm yetiştiremedik, kolaj bölüm koyacağız," deseler, yine de aynı heyecanla izleyecek moddalardı. Hatta bayram sebebiyle yayınlanan kolaj bölümün de birinci olmuşluğu, bunun kanıtı. Bu iyi midir kötü müdür bilememekle beraber, ben de şahsen öyleyim mesela. Senaristin kalemine güvenmek mi dersiniz, oyuncuların enerjisine inanmak mı dersiniz bunda pek bir karara varamıyorum. Ama Kiralık Aşk, izleyiciyi bir şekilde mutlu etmenin yolunu en başından beri buluyor. Bu bazen uzun sürüyor, ama eninde sonunda buluyor. İzleyici fazlaca beklentiyle ekran başına oturuyor her hafta. Meriç Acemi ve seyirci arasında şifreli bir oyun saklı Kiralık Aşk'ın içinde, mesela Defne ve Ömer'in bir rüya sahnesinin içindeysek, biliyoruz ki gerçek olacaktır, ya da karakterlerimiz bize ileride izleyeceklerimizin spoiler'ını verebiliyorlar.

İzleyici şundan emin, "Kiralık Aşk'ta hiçbir replik boşuna değildir ve hepsi bizi bir yere vardırır." Sosyal medyanın gücü, bir televizyon işinde o kadar önemli bir etken ki, seyircinin dizi ile ilgili tüm tepkileri bence okunası, değerlendirilesi en önemlisi de bence çok değerli. O yüzden seyirci, bu işin kalbi. Kiralık Aşk Fandom'u, dizisine öyle sahip çıkıyor ki, bence yapımda yayında emeği geçen herkes, diğer dizilere nazaran biraz daha şanslı. Bihter Ziyagil'e cenaze töreni düzenleyenler, Çakır'ın cenaze namazını kılanlar, bu fandomu görseler, bombelere gelirler :)

En başlarda yaz dizisi tadında bir romantik komediydi Kiralık Aşk, kış sezonuna devamında da işin içine bir parça drama, bir parça gizem katarak devam etti yoluna. Ama şahsım adına beni etkileyen en güzel yanı; "komedi" tarafına sığınıp, absürt komedi boyutuna geçmemeleri. Mesela, Koriş'le Neriman ekran kimyası mükemmel bir ikili, bazen karikatürleşseler de çoğu zaman, sokakta görebileceğimiz biri gibiler ve gerçeklikten uzaklaşmıyorlar. Hatta biz izleyiciler bile onlara yavaştan benzemeye başlıyoruz, hatta keşke bir gün herkes Koray Sargın olabilse, hayat çok eğlenceli olmaz mıydı?

Kiralık Aşk'ın castı Onur Büyüktopçu tarafından öyle itinayla hazırlanmış ki, bugün baktığımızda her bir karakter, sanki o rol için dünyaya gelmiş desek, abartmış olmayız. Ve iyi ki, Koray karakterine de bir şekilde kendisi seçilmiş çünkü bir başkasını yerinde hayal edemiyorsak, o oyunculuk da ayakta alkışlanacak kadar değerlidir.

Sosyal medyada müthiş büyük bir kitle var demiştim, teknolojinin ilerlemesiyle, tek bir tuşla dizinin senaristine de, kostümcüsüne de, oyuncusuna da yönetmenine de, düşüncelerimizi dile getirmemiz mümkün. Oyunculara karşı inanılmaz büyük bir sevgi besliyor fandom, dizinin ve karakterlerinin capsleri çok fazla beğeni rekoru kırıyor, figüran oyunculara kadar fan sayfaları açılıyor yahu^^ Dizinin kurgusu, Aykut Yıldırım'a ait, fragmanlar onun ellerinden çıkıyor ve kendisi sosyal medyada "Fragmancı Abi" olarak tanınıyor. Sadece kamera önü değil, kamera arkasında da, emekçilerde de çok fazla tanınan ve sevilen insanlar var, caps çılgınlığı onlara kadar ilerliyor.