Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Sonsuzluk Üzerine, Sona Yaklaşırken

Senenin en güzel filmlerinden biri gözünüzün önünden geçip gidiyor olabilir ve siz farkında değilsinizdir. 

Roy Andersson’un Om det Oeandiga / Sonsuzluk Üzerine filmi İsveççe adı kadar telaffuzu zor, tüm uçsuz bucaksızlığı ve sonuçta tüm basitliği içinde kavraması, sonra da hazmetmesi daha da zor bir şeyden, insanın dünya üzerindeki varoluşundan bahsediyor. Leonard Cohen’in biraz kenarda köşede kalmış güzel şarkısı Minute Prologue / Bir Dakikalık Önsöz şöyle der: ’Anlaşmazlıkların hepsine / Kulak verdim / Acının hepsine / Kulak verdim / Hissediyorum ki ne yaparsam yapayım / Gene dönüp gelecek / Ama belki de bu şarkıyla / Derman olabilirim …’ Bu boşuna umudu bir filmde dile getirmek gerekse bu Roy Andersson’un Sonsuzluk Üzerine’si olabilirdi. Bütün acıya ve anlaşmazlıklara derman olmak bir şarkı ya da bir film için ne kadar mümkünse… Ama denenebilir.

Sonsuzluk Üzerine, geçicilikten, aslolanın belki kuşların gidip gelişi oluşundan, hasetten, suçluluktan, kabul edilme arzusundan, küskünlükten, kalp kırıklığından, sitemden, melankoliden, ilgi isteğinden, ilgisizlikten, hainlikten, hırstan, şehirden, inancını kaybetmekten, anlaşılma arzusundan, şiddetten, hoşgörüsüzlükten, teselliden, ümitten, aşktan, kabuslardan, tanrının varlığı-yokluğundan, ümitsizlikten, çıkışsızlıktan, savaştan, kayıptan, yıkımdan, hayal gücünden, sevinçten, yolunu kaybetmekten, çaresizlikten, anlaşılmamanın kederinden, acımasızlıktan, nedensiz neşeden, aksi tesadüften, komiklikten, öfkeden, pişmanlıktan, anlaşmazlıktan, sonsuzluk duygusundan, başka bir varoluşta patates ya da domates olma ihtimalinin ferahlığından, değişimden ama onun ağırlığından, gündelik olanın yükünden, duygularını gösterme ihtiyacından, şevkatten, mucize anlarından, aksiliklerden, tarihin ağırlığından ve gene güceniklikten, öfkeden, bağışlanma ihtiyacından, bağışlayamamaktan, bağışlanmamanın yükünden, değersizlik duygusundan, ve sonuç olarak onarılamayacak kadar bozulmuş bir şeyden bahsediyor.

Andersson, bütün bunlardan söz etmek için, öteki filmlerinde de olduğu gibi, aşağı yukarı Cohen’in şarkısı kadar kısa küçük skeçleri birbirine çengelleyerek bir akış kuruyor. Herbirinin renkleri bir kuzey ülkesinin renkleri gibi soldurulmuş bu skeçler tek tek büyük bir resimsel bütünlük ve doygunluk taşıyorlar. Baktığımız nokta hiç değişmiyor, genellikle - ama her zaman da değil - verev bir perspektifte mekanın en uzak noktasına, anın ve mekanın kendi küçük ‘sonsuzluğu’na doğru uzanıyor ve çözülmeyecek şeylerin kederi, bazen de bir mucize hissiyle orada duruyorlar.

Bu skeçlerin içinde varolan kişiler ilk bakışta meselelerinin ağırlığıyla zıtlık teşkil edecek kadar karikatür çizgileri taşıyan ama hiçbir an gülünç olmayan birer küçük figür halinde griliğin içinde kıpırdıyor, konuşuyor ve yapacaklarını yapıyorlar. Yağmur altında birlikte bir doğum gününe giderlerken durup küçük kızının ayakkabısının bağcığını bağlayan babadan durup dururken ayakkabısının topuğu kırılan kadına, mağlup olduğu savaştan geri dönen koca bir ordudan kuzeyde bir metro girişinde bir akdeniz ezgisi çalan savaş malülüne, birbirine benzeyen odalarda işlediği cinayetin pişmanlığını yaşayan babadan sonsuzluk hakkında tembel tembel tefekkür eden genç kızla erkeğe kadar her şey, herkes insani ve aynı zamanda sanki insanüstü bir uyum içindeler. 

Klasik ruhaniliklerden, dinden, inançtan söz açsa da esasen onlarla işi olmayan; ara ara bir sci-fi filmi atmosferine bürünse de uzaydan ve göklerden ancak kuşların uçuşu mesafesinde ümidi olan; toprağa ancak durmak zorunda olduğunuz bir köy yolunun kenarı kadar inanan; fantastiğe insan eliyle yıkılmış bir şehrin üzerinde  birbirine sarılmış süzülen Chagallvari hayalet sevgilileri kadar ümit bağlayan nefis bir film. Sonsuzluk Üzerine, hepimiz giderek daha da yoğun bir sona yaklaşma hissiyle dolmuşken, bütün çelişkileri içinde hem insanın sonluluğundan hem de sonsuzluk fikrinden bahsetmeye cesaret ediyor. 

Aki Karusmaki ile Jim Jarmusch’un daha bir derviş edalı ruh kardeşleri Roy Andersson’un Sonsuzluk Üzerine’sini ve diğer filmlerini mutlaka görünüz. 

 

FATİH ÖZGÜVEN


Künye: 


Om det Oeandiga / About Endlessness / Sonsuzluk Üzerine (2019)

Yönetmen ve senarist: Roy Andersson

Oyuncular: Martin Serner, Tatiana Delaunay, Anders Hellström



YORUMLAR




DİĞER HABERLER